-
Notifications
You must be signed in to change notification settings - Fork 3
/
9 letter answers.txt
907 lines (906 loc) · 61.3 KB
/
9 letter answers.txt
1
2
3
4
5
6
7
8
9
10
11
12
13
14
15
16
17
18
19
20
21
22
23
24
25
26
27
28
29
30
31
32
33
34
35
36
37
38
39
40
41
42
43
44
45
46
47
48
49
50
51
52
53
54
55
56
57
58
59
60
61
62
63
64
65
66
67
68
69
70
71
72
73
74
75
76
77
78
79
80
81
82
83
84
85
86
87
88
89
90
91
92
93
94
95
96
97
98
99
100
101
102
103
104
105
106
107
108
109
110
111
112
113
114
115
116
117
118
119
120
121
122
123
124
125
126
127
128
129
130
131
132
133
134
135
136
137
138
139
140
141
142
143
144
145
146
147
148
149
150
151
152
153
154
155
156
157
158
159
160
161
162
163
164
165
166
167
168
169
170
171
172
173
174
175
176
177
178
179
180
181
182
183
184
185
186
187
188
189
190
191
192
193
194
195
196
197
198
199
200
201
202
203
204
205
206
207
208
209
210
211
212
213
214
215
216
217
218
219
220
221
222
223
224
225
226
227
228
229
230
231
232
233
234
235
236
237
238
239
240
241
242
243
244
245
246
247
248
249
250
251
252
253
254
255
256
257
258
259
260
261
262
263
264
265
266
267
268
269
270
271
272
273
274
275
276
277
278
279
280
281
282
283
284
285
286
287
288
289
290
291
292
293
294
295
296
297
298
299
300
301
302
303
304
305
306
307
308
309
310
311
312
313
314
315
316
317
318
319
320
321
322
323
324
325
326
327
328
329
330
331
332
333
334
335
336
337
338
339
340
341
342
343
344
345
346
347
348
349
350
351
352
353
354
355
356
357
358
359
360
361
362
363
364
365
366
367
368
369
370
371
372
373
374
375
376
377
378
379
380
381
382
383
384
385
386
387
388
389
390
391
392
393
394
395
396
397
398
399
400
401
402
403
404
405
406
407
408
409
410
411
412
413
414
415
416
417
418
419
420
421
422
423
424
425
426
427
428
429
430
431
432
433
434
435
436
437
438
439
440
441
442
443
444
445
446
447
448
449
450
451
452
453
454
455
456
457
458
459
460
461
462
463
464
465
466
467
468
469
470
471
472
473
474
475
476
477
478
479
480
481
482
483
484
485
486
487
488
489
490
491
492
493
494
495
496
497
498
499
500
501
502
503
504
505
506
507
508
509
510
511
512
513
514
515
516
517
518
519
520
521
522
523
524
525
526
527
528
529
530
531
532
533
534
535
536
537
538
539
540
541
542
543
544
545
546
547
548
549
550
551
552
553
554
555
556
557
558
559
560
561
562
563
564
565
566
567
568
569
570
571
572
573
574
575
576
577
578
579
580
581
582
583
584
585
586
587
588
589
590
591
592
593
594
595
596
597
598
599
600
601
602
603
604
605
606
607
608
609
610
611
612
613
614
615
616
617
618
619
620
621
622
623
624
625
626
627
628
629
630
631
632
633
634
635
636
637
638
639
640
641
642
643
644
645
646
647
648
649
650
651
652
653
654
655
656
657
658
659
660
661
662
663
664
665
666
667
668
669
670
671
672
673
674
675
676
677
678
679
680
681
682
683
684
685
686
687
688
689
690
691
692
693
694
695
696
697
698
699
700
701
702
703
704
705
706
707
708
709
710
711
712
713
714
715
716
717
718
719
720
721
722
723
724
725
726
727
728
729
730
731
732
733
734
735
736
737
738
739
740
741
742
743
744
745
746
747
748
749
750
751
752
753
754
755
756
757
758
759
760
761
762
763
764
765
766
767
768
769
770
771
772
773
774
775
776
777
778
779
780
781
782
783
784
785
786
787
788
789
790
791
792
793
794
795
796
797
798
799
800
801
802
803
804
805
806
807
808
809
810
811
812
813
814
815
816
817
818
819
820
821
822
823
824
825
826
827
828
829
830
831
832
833
834
835
836
837
838
839
840
841
842
843
844
845
846
847
848
849
850
851
852
853
854
855
856
857
858
859
860
861
862
863
864
865
866
867
868
869
870
871
872
873
874
875
876
877
878
879
880
881
882
883
884
885
886
887
888
889
890
891
892
893
894
895
896
897
898
899
900
901
902
903
904
905
906
907
905
ABARTISIZ: Olduğundan daha büyük veya çok göstermeye çalışılmamış, mübalağası olmayan
ABUKSABUK: Akla, mantığa uymayan, saçma sapan anlamlarında kalıplaşmış bir tabir
ABURCUBUR: Eğlencelik atıştırmalık kisvesine bürünmüş sinsi düşman
ABURCUBUR: Leziz fakat yararsız olan, hızlı fakat zamansız yenen karışık yiyecek
ACIGERÇEK: İstenmediği halde karşılaşılan sıkıntılı, kaçınılmaz hakikat
ACIKUVVET: Daha çok alışılmadık ölçüdeki zorlu ve etkili kas gücü için kullanılan tabir
ACIMADIKİ: Dayak arsızlığının mottosu
AÇIKBİLET: Tarihi kararlaştırılmamış bir yolculuk için önceden satın alınan ulaştırma belgesi
AÇIKVERME: Geliri, giderini karşılamama
ADAYADAYI: Bir seçime namzet olarak dahil olma aşamasındaki kişi
ADIBATSIN: Birinin ismine, kimliğine beddua etmek için kullanılan kalıplaşmış tabir
ADIÇIKMAK: Kötü bir ün kazanmak
ADLİPOLİS: Adliye içerisinde güvenliği sağlayıp cumhuriyet savcısına bağlı olarak çalışan kolluk gücü
ADRENALİN: Kaç veya savaş hormonu
AFALLAMAK: Şaşkınlıktan sersemleşmek
AFRATAFRA: Büyüklenme, böbürlenme, küstahlık ve mağrurluk içindeki hâl ve tavır
AFRATAFRA: Kurum, caka, çalım, böbürlenme anlamlarında bir söz dizisi
AĞAÇOLMAK: Argoda “bir yerde uzun süre ayakta beklemek” anlamında kullanılan tabir
AĞIRAKSAK: Yavaş ve düzensiz bir biçimde anlamındaki söz dizisi
AĞIRBAŞLI: “Vakur” sözünün Türkçe kökenli karşılığı
AĞIRHAPİS: Yirmi yıl ve üstü cezayı veya müebbet hükümlülüğü tanımlayan söz dizisi
AĞIRHASTA: İyileşmesi güç, hayati tehlike içerecek kadar rahatsız anlamlarındaki söz dizisi
AĞIRKANLI: Yavaş iş gören, geç tepki veren kişilere yönelik kullanılan bir birleşik kelime
AĞIRKAYIP: Savaş, deprem, sel gibi doğal afetlerde can ve mal açısından uğranılan büyük zarar
AĞIRKONUK: Büyük saygı duyulan, ziyaretiyle onur ve telaş yaratan misafir
AĞIRSİLAH: Namlu çapı 60 kalibreden büyük olan savaş aletleri için kullanılan söz dizisi
AĞIRSİLAH: Tank, top, obüs gibi savaş araçlarının genel adı
AĞZIBOZUK: “Küfürbaz” anlamında bir söz dizisi
AİLEREİSİ: Toplumun en küçük birliğine liderlik eden kişi
AİLEREİSİ: Toplumu oluşturan en küçük birliğin yükümlülüğünü taşıyan kimse
AKARYAKIT: Besin değeri olmayan fakat enerji sağlayan sıvıların genel adı
AKARYAKIT: Isı ve enerji sağlamak için kullanılan sıvı maddelerin geneli için geçerli bir tabir
AKILALMAZ: “İnanılacak gibi olmayan” anlamında bir birleşik kelime
AKINCILAR: Osmanlı İmparatorluğu’nun askerî teşkilatında yıpratma harekâtında bulunan hafif süvari birlikleri
AKLAZARAR: “İnsanı delirtir, ruh sağlığını bozar” anlamında, ünlem olarak kullanılan bir söz dizisi
AKLIFİKRİ: “Bütün düşündüğü” anlamında kullanılan söz dizisi
AKROBATİK: “Cambazlıkla ilgili, cambazvari, cambazca” anlamlarında kullanılan Batı kökenli kelime
ALAYAALMA: Küçümseyerek eğlence konusu yapma
ALELACELE: Vakit geçirmeden, çabucak anlamında bir söz
ALGORİTMA: Adını 9. yy. Fars matematikçisi el-Harezmi’den alan, bir sorunun çözümü için sonlu sayıda adımdan oluşan sonlu kurallar ve/veya işlemler kümesi
ALGORİTMA: Orta Çağ’da Arap rakamları ve onluk sayı sistemiyle yapılan işlemler için kullanılıp, günümüzde bilgisayarların ikili sayı sistemiyle yaptığı hesaplama yöntemleri için kullanılan söz
ALIKOYMAK: Birini, yapmakta olduğu veya yapmak istediği işten geri tutmak
ALIMSATIM: Ticaretin temelini oluşturan aktiviteler
ALTMIŞİKİ: Tavşanın sayısal değeri
ALTMIŞYIL: Çok uzun zaman anlamında kullanılan “sittinsene” tabirinin matematiksel karşılığı
AMFİTEATR: Dinleyicilerin oturduğu, sıraları arkaya doğru basamaklı olarak yükselen salon
AMİNOASİT: Proteinin temel yapı taşı
ANAKUZUSU: Hem kucak çocuğu hem de sıkıntıya, güç işlere alışmamış, nazlı büyütülmüş çocuk veya genç anlamlarında bir söz dizisi
ANAYÜREĞİ: “Çocuğu olan kadınlara has sevecenlik ve merhamet duyguları” için kullanılan bir söz dizisi
ANAYÜREĞİ: En bağışlayıcı yargı organı
ANİMASYON: Canlandırma anlamındaki yabancı kökenli sözcük
ANKSİYETE: Psikonörotik bozukluğa dönüşmüş endişe
ANTİVİRÜS: Sanal penisilin
ANTRENMAN: Sportif hazırlık ve alıştırma
APARTOPAR: “Telaş ve aceleyle” anlamında bir söz dizisi
APARTOTEL: Bağımsız apartman veya villa tipinde inşa edilmiş konaklama tesisi
APARTOTEL: “Tatilde de mutfağa mı girilirmiş” demeyenlerin tercih ettiği bir tür konaklama tesisi
ARABULUCU: Uzlaşma erbabı
ARAÇGEREÇ: “Takım taklavat, alet edevat” tabirlerinin Türkçe kökenli karşılığı olan söz dizisi
ARAMAİZNİ: Güvenlik güçlerinin delil ve suçlu bulmak üzere aldığı resmî inceleme müsaadesi
ARAŞTIRMA: Bilgi sahibi olma, bir gerçeği bulma amacıyla yapılan yöntemli çalışma
ARIKOVANI: Minyatür bal mandırası
ARITIMEVİ: “Rafineri” sözünün Türkçe kökenli karşılığı
ARİTMETİK: Matematiğin, konusu sayılar, bunların özellikleri ve işlemler olan kolu, hesap
ARKEOLOJİ: Hafriyat bilimi
ARUZVEZNİ: Divan edebiyatının nabız atışları
ASLANPAYI: Bir maldan eşitlik düşünülmeden alınan büyük hisse
ASPARAGAS: “Gerçeğe dayanmayan” anlamında, söylemesi çok zevkli bir kelime
ASPARAGAS: “Kuşkonmaz”ın yabancı kökenli adı olup dilimizde “uydurma haber” anlamında kullanılan söz
AŞIKATMAK: Boy ölçüşmek
AŞNAFİŞNE: “Aganigi naganigi” ve “fanfinifinfon” tabirlerinin eş ve yakın anlamlı karşılığı
AŞNAFİŞNE: Argoda arzuların eyleme döküldüğü, gizlice sürdürülen gönül ilişkisi
ATARDAMAR: Nabzı veren yaşamsal kanal
AVUÇAÇMAK: Dilenmek, para veya maddi yardım istemek anlamında bir tabir
AVUÇAÇMAK: Karşılığı ödenmeyecek şekilde yardım istemek, dilenmek
AVUÇAÇMAK: Onursuzca yardım istemek veya dilenmek
AVUSTURYA: Hükûmet başkanlarına “şansölye” unvanı verilen bir ülke
AYAKLANMA: Toplu isyan ve başkaldırı
AYAKOYUNU: Kandırma amacı güden her türlü hileli hareket
AYIPLIMAL: Belirlenen ölçünlere uymayan, kusurlu, defolu ticaret eşyaları için kullanılan iktisat terimi
AYPARÇASI: Güzel kadınlar için, bronz tenin rağbet görmediği dönemlerde daha yaygın kullanılmış olan bir tabir
AYŞEKADIN: Karakterize edilmiş fasulye
AYŞEKADIN: Ülkemizdeki her 17 kişiden biri ile aynı ismi paylaşan fasulye türü
AYTAKVİMİ: Bir yılın 354 gün olduğu zaman belirleme yöntemi
AYVAGÖBEK: Bel pıtığı
AZIMSAMAK: Bir şeyin umulduğundan eksik, küçük, niteliksiz olduğu yargısına varmak
BABAOCAĞI: Doğup büyünülen ataerkil konut
BABAYİĞİT: Hem yürekli, hem güçlü, kuvvetli hem de kendine güvenen anlamlarında epik bir tabir
BACIKALFA: Tevfik Gelenbe ile özdeşleşmiş, aileden sayılan siyahi halayıkların unvanı
BADEMYAĞI: Cilde uygulanmasının yanı sıra saç, kaş, kirpik hatta bıyık için kullanılan bir bakım ürünü
BAĞKURMAK: Ortak paydalardan, benzerliklerden faydalanıp irtibat ve ilişki sağlamak
BAĞLANMAK: “Angaje olmak” tabirinin Türkçe kökenli karşılığı
BAHÇEKATI: “Birinci kot” da denen, doğayla aynı hizada yaşanabilen apartman bölümü
BAKLAFALI: Bir bitkinin taneleriyle gerçekleştirilen kehanette bulunma yöntemi
BAKLAFALI: Yeşil kabuklu bir bitkinin tanelerinden faydalanan batıl itikat
BALIKADAM: “Dalgıç” anlamında kullanılan bir söz dizisi
BALIKADAM: Profesyonel dalış yapanlar ve üstün nitelikli, deneyimli dalgıçlar için kullanılan bir tabir
BALIKESİR: 6 Eylül 1922 tarihinde işgalden kurtulan ilimiz
BALIKETLİ: Biçimli şişman, dolgun
BALIKETLİ: İştahını bedensel estetiğine yansıtmış kişiler için kullanılan bir tabir
BALIKLAMA: Suya gergin, düz ve baş aşağı biçimde yapılan atlayış
BALTALAMA: Sabote ve sabotaj sözlerinin Türkçe kökenli karşılığı
BANLANMAK: İnternetin dilimize soktuğu, “yasaklanmak, yasaklı duruma gelmek” anlamındaki söz
BARUTGİBİ: “Öfkeden patlamak üzere” anlamında, yakıştırma yollu bir söz dizisi
BASTIRMAK: Yağmur, kar gibi doğa olayları için “birdenbire başlamak, etkili olmak” anlamında kullanılan bir söz
BAŞBELASI: Büyük zarar ve sıkıntıya yol açan kimse anlamında bir söz dizisi
BAŞKANLIK: Bir yürütme erkinin yasama organından bağımsız bir şekilde yönetimde bulunduğu hükümet sistemi
BECERİKLİ: Eli uz, mahir sözlerinin yaygın kullanılan karşılığı
BEKLEŞMEK: Kalabalıkla birlikte bir iş oluncaya, biri gelinceye değin bir yerde kalmak, durmak
BELERTMEK: Halk ağzında “gözünü, akı iyice belirecek bir biçimde açmak”
BENCİLLİK: Balzac’ın “dostluğun zehri” olarak tanımladığı, hodbinlik veya hodkâmlık da denen durum
BENZETMEK: Argoda adamakıllı dövmek
BENZETMEK: Halk ağzında iz bırakacak şekilde dövmek
BENZETMEK: Yeni nesil argosundaki “patates etmek” tabirinin eski nesil argosundaki karşılığı
BEREKETLİ: “Beklenilenden daha verimli olan, bolca ve uzun süre kullanılan” anlamında bir söz
BEŞKARDEŞ: Şamarın metaforik isimlerinden biri
BETONARME: Yapılarda çimento ve demirden yararlanma yöntemi veya bu yöntemle yapılmış yapı
BEVLİYECİ: “Ürolog” sanına sahip hekimlere eski dilde verilen unvan
BEYAZDİZİ: Genellikle aşk konularını basit bir biçimde işleyen romanlardan oluşan seri
BINGILDAK: Kafatasının kemikleşmeden önceki kemiklerin birleşme yerlerinde bulunan kıkırdak bölümü
BIYIKALTI: Sezdirmemeye dayalı gülümsemelerin adresi
BIYIKALTI: Sinsi tebessümleri perdeleyen organik kamuflaj
BİBERGAZI: Göz, burun, ağız ve akciğerlerdeki mukus zarlarına saldıran maddenin en gevşek halindeki silah, oleoresin capsicum
BİBERGAZI: Sivil itaatsizlik, aktivizm, grev, boykot ve protesto püskürtücüsü
BİNİCİLİK: İnsanoğlunun bir hayvanla birlikte yaptığı tek olimpik spor dalı
BİRDİRHEM: Bin ayıp örten 3,207 gramlık ağırlık
BİRZAHMET: İstekte bulunanın, isteği yerine getirecek olana söylediği kalıplaşmış rica tabiri
BİTLENMEK: “Üzerinde asalak canlı üremek” anlamına gelen, eskiden saçların sıfıra vurulmasıyla sonuçlanan durum
BİYOGRAFİ: Eskiden “hâl tercümesi” denilen bir düzyazı türünün Batı kökenli adı
BİYOGRAFİ: Eskiden “tercüme-i hâl” denilen yaşam öyküsü
BİYOGRAFİ: Kişinin yaşamının belli başlı evrelerini içeren yazı
BİYOGRAFİ: Yazına dökülmüş öz geçmiş
BOCAETMEK: İçi sıvı dolu bir kabı ters çevirip boşaltmak, dökmek
BOCALAMAK: “Ne yapacağını bilememek, kestirememek” anlamında da kullanılan bir gemicilik deyimi
BOMBALAMA: Olabildiğince fazla su fışkırtma amaçlı bir suya atlayış biçimi
BONDÇANTA: Adını hayali bir ajan karakterinden alan, iş dünyasının resmiyetini taşıyan taşıma gereci
BORUHATTI: Doğal gaz veya petrol gibi sıvı veya gaz aktarımı için kurulmuş olan şebeke
BOŞVERMEK: Argoda aldırmamak, önemsememek, peşini bırakmak
BOZUKPARA: Yükte ağır pahada hafif ödeme aracı
BÖĞÜRTLEN: Diken dutu da denen, meyveleri hem mayhoşken hem tatlıyken tüketilen asi tabiatlı bir bitki
BÖLÜMŞEFİ: Bir kurum ya da kuruluştaki belli bir departmanın yöneticisi durumundaki kişi
BULDUMCUK: Uzun zaman beklediği bir emele kavuştuktan sonra şımarmış olan kişi
BUTİKOTEL: Klas ve stil sahibi pansiyon
BUZDOLABI: Soğukkanlı beyaz eşya
BUZKESMEK: Çok üşümek anlamında kullanılan tabir
BUZULÇAĞI: Yeryüzündeki toprakların üçte birinin donduğu pleistosen döneme verilen ad
BÜTÜNLEME: Başarısız öğrenciler için rövanş sınavı
BÜTÜNLEME: Finallerdeki eksikliği tamamlama sınavı
BÜYÜKHARF: Özel adlarla cümle başları gibi yerlerde kullanılan yazı işareti, majüskül
BÜYÜLEMEK: Alt anlamı “çekiciliği ile etkisi altına almak, birini kendine bağlamak, teshir etmek” olan söz
CAĞKEBABI: Erzurum yöresine özgü, adını kullanılan özel şişlerden alan közde pişirilmiş et yemeği
CAMGÜZELİ: Adını pencere kenarında zaman geçirmeyi seven ev kızlarından alan bir çiçek türü
CANDAMARI: En önemli veya hassas noktası, bir şeyin yaşaması için en önemli araç
CANIMFEDA: “Uğruna hayatımı veririm” anlamında kullanılan tabir
CANITATLI: Sıkıntıya ve acıya gelemeyen kişilere yönelik bir söz dizisi
CANLANMAK: Gücü artmak, diri bir duruma gelmek
CANYELEĞİ: Deniz kazalarında kullanılan kara gün giysisi
CANYELEĞİ: Hayat kurtaran giysi
CAYDIRMAK: Kararından döndürmek, vazgeçmesini sağlamak
CEBEATMAK: Hakkı olmadığı hâlde bir parayı kendine mal etmek anlamındaki deyim
CENNETLİK: Öte dünyadaki sonsuz mutluluğu bu dünyadayken garantilemiş olan kişi
CENNETLİK: Öte dünyada ödüllendirilmeyi hak ettiği düşünülen kişi
CENTİLMEN: Saygılı, görgülü ve kibar erkek
CENTİLMEN: Zarif ve kibar erkek anlamında kullanılan yabancı kökenli söz
CEZBETMEK: Kendine çekmek, bağlamak
CİĞERPARE: “Çok sevilen kişi” anlamında kullanılan ve bir organı konu eden Farsça kökenli tabir
CİNMISIRI: Patlatılarak tüketilen çerezlik darı
ÇALAKALEM: Gelişigüzel yazı yazmayı niteleyen bir söz
ÇALARSAAT: Görevini kısmen cep telefonlarına bırakmış olan sinir bozucu bir alet
ÇALIÇIRPI: İnce, kuru ağaç dalları, kuru ot gibi malzemeleri tanımlayan bir söz dizisi
ÇARKETMEK: Mecazi anlamda savunduğu düşünceden vazgeçmek, dönmek
ÇARLİSTON: Afro-Amerikanlara özgü bir halk dansının 1920’lerde yaygınlaşıp caz dansına dönüşmüş hâli
ÇARPILMAK: İlahi veya ruhani varlıkların hışmına uğramak
ÇATLATMAK: Birini bilerek ve isteyerek kıskandırmak, sinirlendirmek
ÇEŞİTLEME: Varyasyon sözünün Türkçe karşılıklarından biri
ÇEŞMEBAŞI: Birçok türküye göre kırsal alanın sosyalleşme mekânı
ÇEVREYOLU: 3. Köprü’yle birlikte, 5 bin hektarlık yeşil alanı tahrip edeceği öngörülen ana ulaşım platformu
ÇIBANBAŞI: Mecazen bir olumsuzluk yaratan grubun önderi
ÇİÇEKGİBİ: Yakıştırma yollu olarak “temiz, bakımlı, güzel” anlamlarında kullanılan söz dizisi
ÇİTLEMBİK: “Menengiç”in esmer ve sevimli küçük kız çocukları için de kullanılan diğer adı
ÇİTLEMBİK: Ufak tefek, esmer ve sevimli kişilere yakıştırılan, diğer adı da menengiç olan bir meyve
ÇOCUKKÖYÜ: Yaşı küçük ve yardıma muhtaç kişiler için kurulan yerleşim alanları
ÇOKBİLMİŞ: Gayretli ukala
ÇOKBİLMİŞ: Tariz sanatından faydalanarak “ukala” anlamında kullanılan bir birleşik kelime
ÇÖLİKLİMİ: Yıllık yağış oranı çok düşük, gece ile gündüz arasındaki sıcaklık farkı çok yüksek olan hava karakteri
ÇULLANMAK: Birini altına almak için üzerine abanmak
ÇUVALGİBİ: Kaba, geniş, bol ve ütüsüz kıyafetler için kullanılan yakıştırma yollu bir söz dizisi
ÇÜRÜKELMA: Çocuk oyunlarında sona kalan kişiye takılan sinir bozucu lakap
ÇÜRÜKELMA: Çocuksu rekabetin sona kalan üyesi
DANİSKASI: “Âlâsı” veya “aşırı” anlamlarında kullanılan, Polonya’daki Gdansk şehrini konu eden tabir
DANKETMEK: Bir anda doğruyu anlamak, aklındaki sorunun çözümünü bulmak anlamında bir deyim
DARGINLIK: Karşılıklı küskün olma durumu
DAVAAÇMAK: Hukuksal bir sorunun çözümü için yargı organlarına başvurmak
DAVULTOZU: Minare gölgesiyle birlikte masal âleminin en popüler büyü malzemesi
DAYANIŞMA: Bir toplulukta bireylerin duygu ve düşünce birliğiyle birbirlerine bağlanmaları
DEFNETMEK: Toprağa vermek
DEFNETMEK: Topraktan geleni toprağa geri vermek
DEKLANŞÖR: Fotoğraf makinelerindeki anı ölümsüzleştirme düğmesi
DEKORATÖR: Konut estetisyeni
DELİGÖNÜL: Türlü isteklerle kişiyi zora sokan kalpte oluşan duyguların kaynağı
DELİFİŞEK: Çok hareketli ve atak kişiler için kullanılan söz
DEMÇEKMEK: “İçki içmek” anlamında kullanılan eski bir tabir
DEMİRYOLU: 1435 mm aralıklı iki metal şeridin yere sabitlenmesiyle oluşan ulaşım platformu
DEMOKRASİ: Türkçe kökenli karşılığı “el erki” olan, tadından yenmeyen yönetim biçimi
DENİZALTI: Klostrofobik savaş ve araştırma gemisi
DENİZALTI: Şiddetli basınç altında ilerleyebilen klostrofobik taşıt
DENİZKIZI: Amfibik dilber
DENİZKIZI: Sulak yerde büyümüş mitolojik masal yaratığı
DENİZMİLİ: 1852 metrelik bir uzunluk ölçüsü birimi
DEPLASMAN: Dış saha anlamındaki yabancı kökenli söz
DEPLASMAN: Sportif gurbet
DEPRESYON: Ruhsal veya ekonomik bunalım
DEPRESYON: Ruh tufanı
DERDEDEVA: Soruna sıkıntıya çare, hastalığa rahatsızlığa ilaç olan şey
DEVAYNASI: Nesneleri olduğundan büyük gösteren cilalı ve sırlı cam
DEVRİÂLEM: Eskiden “dünya turu” anlamında kullanılan bir tabir
DEVRİDAİM: Tam ve sürekli dolaşım
DEVŞİRMEK: Çarşafı gerdirip düzgün duruma getirerek katlamak
DIŞADÖNÜK: İç dünyasını yansıtabilen, etrafındakileri içselleştirebilen kişi
DIŞAVURUM: “İfade, anlatım” anlamında bir söz dizisi
DIŞLANMAK: Bir yere veya bir topluluğa tavır konularak alınmamak
DİKKAFALI: İnatçı, bildiğinden dönmeyen, laf dinlemeyen
DİKKAFALI: Uysal olmayan, inatçı, söz dinlemeyen anlamlarında bir birleşik kelime
DİLBALIĞI: Adını yassı şekli nedeniyle yakıştırıldığı bir organdan alan deniz canlısı
DİLDÖKMEK: İkna etmek için çokça konuşmak
DİLDÖKMEK: Konuşarak ikna etmeye çalışmak anlamındaki deyim
DİLEKKİPİ: İstek kavramını veren dil bilgisi eklerinin genel adı
DİLLENMEK: Konuşma yeteneği kazanmak veya önceden tutukken değişerek hazırcevap hale gelmek
DİSPANSER: Kelime anlamı “ilaç dağıtım yeri” olup dilimizde sağlık ocağı anlamında kullanılan söz
DİŞLEKLİK: Kimilerine belli bir sempatiklik katan ortodontik bozukluk
DİYETKOLA: Bol kalorili “fast food” menülerinin yanında tüketilerek vicdan azabını azaltan bir içecek
DOĞAÇLAMA: “Emprovizasyon” kelimesinin Türkçe kökenli karşılığı
DOĞAÇLAMA: İçten gelen esinle yapılan, emprovize
DOĞAÇLAMA: İrticalen ve emprovize sözlerinin Türkçe kökenli karşılığı
DOĞUBLOKU: Soğuk Savaş döneminde Sovyetler Birliği ve onun Avrupa’daki müttefiklerini tanımlamak için kullanılmış bir tabir
DONGÖMLEK: Üzerinde sadece iç çamaşırı varken, yarı çıplak denecek kadar soyunmuş anlamındaki söz dizisi
DONGÖMLEK: “Yarı çıplak, yeterince giyinmemiş hâlde” anlamında bir söz dizisi
DÖKTÜRMEK: Teklifsiz konuşmada marifet isteyen bir işi hayranlık uyandıracak kadar iyi yapmak
DÖLLENMEK: Dişi eşey hücreleri için erkek eşey hücresiyle kaynaşmak
DÖLYATAĞI: Yaşamın başladığı organ
DÖNERKAPI: Turnike etkili bina girişi düzeneği
DÖRTİŞLEM: Aritmetiğin yapı taşları
DÖRTİŞLEM: Eskilerin “amalierbaa” dediği matematik kuarteti
DÖRTİŞLEM: Toplama, çıkarma, çarpma ve bölmeye verilen ortak ad
DUBLEPAÇA: Pantolonun bilek kısmına denk gelen bölümünü dışa katlayarak dikilmiş hâline verilen ad
DURAKLAMA: Harekete kısa bir süreliğine ara verme
DURGUNLUK: Kriz dönemlerinde piyasalarda hissedilen durum
DURULAMAK: Kirinden arındırılmış olanı sudan geçirmek
DUVARTOPU: Orijinal ismi “squash” olan ve raketle oynanan sporun Türkçe adı
DÜNYAÂLEM: Herkes, bütün insanlar anlamında bir söz dizisi
DÜZKONTAK: Motorlu aracı anahtar kullanmadan, çalıştırma düzenindeki kabloları birbirine temas ettirerek işletme
ECİNNİLER: Halk ağzında doğaüstü varlıkların genel adı, iyi saatte olsunlar
ECİNNİLER: “İyi saatte olsunlar” temennisiyle adlandırılan muallak yaratıklar
EFERVESAN: Türkçe karşılığı olarak “fışırdayan” sözü önerilen köpürgen tablet
EGEMENLİK: Milletin ve onun tüzel kişiliği olan devletin yetkilerinin tümü
EKOLOJİST: Çevre bilimcisi
EKSANTRİK: Motor parçalarının bağlantılarını ve birlikte çalışmasını sağlayan kayış
EKSİKETEK: Kadınlara yönelik düpedüz hakaret içeren bir tabir
EKSPERTİZ: Bilirkişi tarafından yapılan inceleme anlamındaki Fransızca kökenli söz
ELARABASI: Genellikle tek tekerlekli olan bir tür nakil aracı
ELİMAHKÛM: “Mecbur, yapmak zorunda” anlamında bir söz dizisi
ELYAZMASI: Herhangi bir basım tekniği kullanılmadan hazırlanmış kitap
EMEKLİLİK: Çalışanlar için prim ödemeleri ve yaş şartının gerçekleşmesi sonucu oluşan durum
EMRİNOLUR: Genellikle kinaye yollu kullanılan, “başüstüne” ünlemine benzer bir tabir
ENAZINDAN: “Hiç olmazsa” tabiriyle yakın anlamlı kullanılan bir söz dizisi
ENDÜLJANS: Skolastik kefaret senedi
ENFLASYON: Karikatürlerde ejderha ile dinozor karışımı bir yaratık olarak betimlenen iktisadi olgu
ENİKLEMEK: Kedi, köpek gibi hayvanlar için “doğurmak” anlamında kullanılan halk ağzına yatkın tabir
ENTERESAN: İlgi çekici, ilginç anlamındaki Fransızca kökenli söz
ERKEKSÖZÜ: Maço vaat
ERMEYDANI: Ata sporumuzun performans alanı
ERMEYDANI: Kahramanlığın, cesaretin, güç ve yeteneğin sergilendiği mekân
ESKİPÜSKÜ: Çok kullanılmaktan yıpranmış, harap olmuş anlamında bir söz dizisi
ESKİŞEHİR: 2 Eylül 1922 tarihinde işgalden kurtulan ilimiz
ESPRİTÜEL: Alafranga nüktedan
EŞEKKADAR: Hakaret yollu olarak büyük, iri, gelişmiş, yetişkin anlamlarında kullanılan söz dizisi
EŞİTLEMEK: İki veya daha fazla ögeyi nicelik ve nitelik bakımından aynı düzeye getirmek
EŞLİKETME: “Refakat” sözünün Türkçe kökenli karşılıklarından biri
ETEKÖPMEK: Yaltaklanmak, dalkavukluk etmek anlamındaki söz dizisi
ETİMOLOJİ: Sözlerin soyağacı ile ilgilenen bilim dalı
ETLİBUTLU: Oldukça şişman, dolgun ve kalın anlamlarındaki söz dizisi
EVCİÇIKMA: Yatılı öğrenciler ya da askerler için tatil günlerinde yapılan rahatlatıcı bir eylem
EVGEZMESİ: Sohbet odaklı misafirlik ziyareti
EVHAYVANI: Aynı meskeni paylaşıp bakımı üstlenilen köpek, kedi, kuş gibi canlılara yönelik genel bir tabir
EZİKLEMEK: Argoda “hor görmek, aşağılamak” anlamında kullanılan bir söz
FAKİRHANE: Alçak gönüllü konut
FAKTORİNG: Türkçe karşılığı alacaklandırma olan İngilizce kökenli ekonomi terimi
FANTASTİK: Sıfat hâliyle “hayalî” anlamına gelen, bir edebiyat türünün de adı olan söz
FARZETMEK: Varsaymak, olmuş veya doğru kabul etmek anlamındaki söz dizisi
FEDAETMEK: Uğruna harcamak, gözden çıkarmak anlamlarındaki söz dizisi
FENAHÂLDE: Aşırı ölçüde, son derece, adamakıllı anlamlarında kullanılan söz dizisi
FEVKALADE: “Alışılmış olandan üstün” anlamındaki söz
FEYZALMAK: Etkilenip ders çıkarmak, örnek görmek
FIRKATEYN: Bir savaş gemisi ve bir deniz kuşunun ortak adı
FITTIRMAK: Teklifsiz konuşmada aklını yitirmek
FİNGİRDEK: “Aşırı derecede oynak, cilveli” anlamında bir sözcük
FİŞEKGİBİ: Hızlı, hareketli, etkili anlamlarında kullanılan yakıştırma yollu bir söz dizisi
FONKSİYON: İşlev anlamındaki yabancı kökenli söz
FONMÜZİĞİ: Arka plan ezgisi
FORMALİTE: Önem verilmediği halde bir zorunluluğa bağlı olarak yapılan biçimsel davranış
FOSÇIKMAK: Beklenenden çok daha düşük nitelikli bir sonuç vermek
FOSÇIKMAK: Beklenen etkiyi vermemek anlamında bir deyim
FOTOFİNİŞ: Yarışanların varış anını belirleyen aygıt
FOTOJENİK: Objektif cazibesi olan
FOTOMODEL: Poz vermeyi meslek hâline getirmiş olan kişi, objektif emekçisi
GALETAUNU: Özellikle kızartmalarda kullanılan bir tür öğütülmüş besin maddesi
GARANTİLİ: Herhangi bir sorunda geri alma, değiştirme güvencesi ile satılan ürünleri niteleyen söz
GASİLHANE: Bedeni son yolculuğa hazırlayan hijyen mekânı
GASİLHANE: Hayattaki son hijyen durağı
GAZYUVARI: Yeri veya herhangi bir gök cismini saran akışkan tabaka, atmosfer
GECEKONDU: Korsan konut
GECEKONDU: Yapı ve imar kanunları kaçağı
GECEKONDU: Yapı ve imar kanunlarına muhalefet eden tez canlı konut
GELİNBAŞI: Dünyaevine girecek kadınlara yapılan sofistike düğün dernek topuzu
GEMVURMAK: Atın ağzına yönlendirmek için kullanılan demir bir araç takmak
GENÇİRİSİ: Battal ergen
GENÇİRİSİ: Çabuk serpilip büyümüş yaşı küçük kişi
GENÇODASI: Mobilya sektörünün yeni yetmelere yönelik hazırladığı renk cümbüşü bütünü
GENELGREV: Bütün emekçi kesimince uygulanan iş bırakımı
GENİŞÜNLÜ: A, e, o ve ö harflerini tanımlayan söz dizisi
GERİCİLİK: “İrtica” sözünün Türkçe kökenli karşılığı
GERİSAYIM: Yılbaşı gecelerine ve uzay gemisi fırlatılışlarına özgü aktivite
GIYABINDA: Şahsın kendisi yokken, arkasından anlamındaki zarf
GİDERAYAK: “Yola çıkmışken, yola çıkmak üzereyken” anlamında bir tabir
GİRİŞİMCİ: “Müteşebbis” sözcüğünün günümüz Türkçesindeki karşılığı
GİRİŞİMCİ: Ticaret, endüstri gibi alanlara sermaye koyarak el atan kişi
GİRİŞKATI: Bir apartmanın sokak düzeyinde yer alan daire veya odalarının bütünü
GİŞEFİLMİ: Hasılat hedefli sinema eseri
GİYDİRMEK: Hem ağır sözlerle hakaret etmek hem de ünlü bir simanın modacısı veya kıyafet sponsoru olmak
GLADYATÖR: “Kılıç ustası” anlamına gelen, Eski Roma döneminin yıldız savaşçıları için kullanılan söz
GÖBEKBAĞI: Kordon da denen, gebelik döneminde anne ile bebek arasındaki hayat köprüsü
GÖBEKLEME: Atlayan kadar izleyene de acı veren bir suya dalma tekniği
GÖBEKLEME: Su sporlarında yeri olmayan bir tür suya atlama hareketi
GÖBEKLEME: Suya paralel pozisyonda atlanan dalma şekli
GÖBEKTAŞI: Kamusal hijyen mekânlarındaki gevşeten mermer
GÖKKUŞAĞI: Güneş ışınlarının yansımasıyla meydana gelen, yay şeklinde görülen meteorolojik bir olay
GÖREVAŞKI: Kişinin yüklendiği sorumluluğuna, vazifesine duyduğu sadakat ve sevgi
GÖZBEBEĞİ: Mecazi anlamda çok sevilen ve önem verilen kimse
GÖZDİKMEK: Bir şeyi ele geçirme isteğine kapılmak
GÖZETLEME: Belli etmeden, gizlice izleme
GÖZKALEMİ: Bakışlara anlam katan, yazı ve çizim gereci biçimindeki makyaj malzemesi
GÖZKAPAĞI: Bir günde ortalama 100.000 kez açıp kapadığımız organımız
GÖZKARARI: Ölçü veya tartı yerine, bakarak belirlenen miktar veya oran
GÖZTEMASI: İki kişinin bakışlarla sağladığı bağlantı
GÖZYUMMAK: Görmezden gelmek, ses çıkarmayıp müdahale etmemek
GURULDAMA: İnsanın bedensel iç sesi
GÜLKURUSU: Mora çalan pembe
GÜLLEATMA: Bedensel fizik estetiğini çok da ciddiye almayan olimpik bir spor türü
GÜNEBAKAN: Ayçiçeğinin bir diğer adı
GÜNEYKÜRE: Dünya’nın, aralık sonunda yaz mevsimine giren bölümü
GÜNSAYMAK: Belli bir tarihi heyecanla beklemek anlamında kullanılan tabir
HADİORDAN: Birini kovmak, azarlamak için kullanılan söz dizisinin halk ağzındaki kısaltılmış hâli
HAFTABAŞI: Pazartesi sendromuyla birlikte adım atılan zaman dilimi
HALÇARESİ: Bir güçlüğü giderme yöntemi, çözüm yolu
HALÇARESİ: Çıkar yol, çözüm yolu anlamlarında bir söz dizisi
HALİFELİK: “Hilafet” sözünün diğer adı
HALKADAMI: Yaşadığı ülkenin tüm kesimlerini yakından bilen, toplum tarafından sevilen kimse
HALKPLAJI: Kamusal kumsal
HÂLLEŞMEK: Karşılıklı dertlerini anlatmak, dertleşmek
HÂLSİZLİK: Takat, mecal eksikliği
HALTETMEK: Uygunsuz bir işte, yakışıksız davranışta bulunmak, nane yemek
HAMAMTASI: Kurna çanağı
HAMAMTASI: Otantik kişisel temizlik kabı
HAMBURGER: Küresel köfte ekmek
HAMBURGER: Küreselleşmiş ekmek arası köfte
HAMSİKUŞU: Karadeniz’e can veren balığın baharat, un, ve yumurtaya bulanarak tavada kızartılmış hâli
HAMYAPMAK: Çocuk dilinde ısırmak, yemek, yutmak anlamlarında kullanılan bir söz dizisi
HARAMZADE: Eski dilde yasa dışı birleşmeden doğan çocuk
HARCANMAK: Mecazen niteliği, değeri anlaşılmamak, yeteneği boşa tüketilmek
HASIRALTI: Etmek fiiliyle “bir işi isteyerek, bilerek ve haksız olarak yürütmemek, örtbas etmek” anlamına gelen birleşik kelime
HAVAALMAK: Hem açık alanlarda bulunmak, dolaşmak hem de beklediğini bulamamak, eli boş kalmak
HAVAATIŞI: Basketbolda oyunu başlatan hareket
HAVACILIK: “Teker kesmek, teker koymak” tabirlerinin kullanıldığı ulaştırma sektörü
HAVAİMAVİ: Açık gökyüzü rengi
HAYALGÜCÜ: Arzuları zihinde canlandırabilme yetisi
HAZIRKITA: Gerektiği anda kullanılmak ve görevlendirilmek üzere teçhizatıyla bekleyen birlik
HAZIRPARA: Nakit ya da likit anlamında kullanılan söz dizisi
HAZMETMEK: Mecazi anlamda hoşa gitmeyen bir davranışı karşılıksız bırakmak, içine atmak
HECEVEZNİ: Belirli sayıdaki tek solukluk ses kümelerine dayanan şiir ölçüsü
HELEŞÜKÜR: “Sonunda, nihayet” anlamında, minnet tabirine benzer bir söz dizisi
HİCVETMEK: Alay yoluyla yermek
HİKÂYECİK: Anekdot, kıssa sözlerinin eş ve yakın anlamlı karşılığı
HİNDİGİBİ: “Düşünmek” fiilini “derin derin, kara kara” anlamlarıyla niteleyen yakıştırma yollu söz dizisi
HİPNOTİZE: Etmek fiiliyle “sözle, bakışla veya telkinle uyku durumuna getirmek”
HİPOTENÜS: Bir dik üçgende, karesi diğer iki kenarın kareleri toplamına eşit olan kenar
HİPOTENÜS: Dik üçgendeki en uzun kenara verilen ad
HİPOTENÜS: Sayıların babası Pisagor tarafından keşfedilmiş olan, dik açının karşı kenarı
HİZMETKÂR: Geçimini birinin kişisel isteklerini yerine getirerek sağlayan kimse
HİZMETKÂR: Ücretle iş gören genellikle erkek işçi, uşak
HORLANMAK: Bir topluluk veya kişi tarafından hakir görülmek, küçümsenmek
HORTLAMAK: İllet sayılan türlü sorunlar için mecazen “yeniden ortaya çıkmak” anlamında kullanılan tabir
HOŞAFGİBİ: Mecazen “aşırı yorgun” anlamında kullanılan yakıştırma yollu bir tabir
HUSUSİYET: “Özellik” sözcüğünün Arapça kökenli eş anlamlısı
IRKAYRIMI: Kalıtımsal olarak ortak fiziksel ve fizyolojik özelliklerden dolayı uygulanan eşitsizlik
IVIRZIVIR: Önemsiz veya gereksiz görülen her şey için kullanılan bir söz öbeği
İÇERLEMEK: Belli etmeden alınmak
İÇERLEMEK: İçin için öfkelenmek, gönül koymak, alınmak
İÇLİDIŞLI: Samimi ve teklifsizce, yakın davranarak, yakından tanıyarak
İÇLİDIŞLI: Samimi ve teklifsiz insan ilişkilerini tanımlayan söz dizisi
İÇLİKÖFTE: Arap ülkelerinde “kibbe” de denen bulgur, kıyma, kuyruk yağı, soğan ve baharatla yapılan bir yiyecek
İDAREEDER: “Fena değil, iş görür” anlamlarında kullanılan tabir
İFTARTOPU: Dönemsel olarak akşam yemeği vaktini bildiren patlayıcı
İĞNEOYASI: İnce dantel işlemesi
İHTARNAME: Protesto da denen resmî uyarı yazısı
İHYAOLMAK: Hayat şartlarının gelişmesiyle mutluluğa kavuşmak
İLERİÜÇLÜ: Futboldaki forvet triosu
İLGİODAĞI: “Olmak” fiiliyle, “çevrenin tüm dikkatini üzerinde toplamak” anlamına gelen söz dizisi
İLİMİRFAN: Bilim, kültür, anlayış ve sezme gücü anlamlarında eski, kalıplaşmış bir tabir
İMİTASYON: Taklit, sahte ya da yapay anlamında kullanılan yabancı kökenli bir söz
İMPARATOR: “İlhan” da denen hükümdarlık unvanı
İMPARATOR: Kendi topraklarında oturan çeşitli milletleri kendi egemenliği altında toplayan kişi
İMPARATOR: Latince kökenli “askerî kumandan” anlamındaki sözden türemiş olan, hükümdara yönelik bir unvan
İNCEAYRIM: “Nüans” sözünün Türkçe kökenli karşılığı olan söz dizisi
İNDİBİNDİ: Dolmuş ve minibüslerdeki çok kısa mesafeli yolculuklara verilen ad
İNDİBİNDİ: Minibüs ve dolmuşlarla yapılan kısa mesafeli yolculuklarda ödenen en düşük ücret
İNİŞÇIKIŞ: Mecazen başarı ve başarısızlık, gerileme ve yükseliş anlamlarında kullanılan bir söz dizisi
İNORGANİK: Sıfat hâliyle “cansız olan” anlamındaki biyoloji terimi
İNSANOĞLU: Doğaya zararlı bir canlı türü
İNSANOĞLU: Kendini ve gelişimini doğanın düzenine bırakmayan tek canlı türü
İNSANÜSTÜ: “Âdem evladının gücünü ve yeteneklerini aşan” anlamında bir tabir, fevkalbeşer
İPLEMEMEK: Argoda değer ve önem vermemek, aldırış etmemek anlamındaki söz
İSİMŞEHİR: Grupça oynanan alfabetik beyin jimnastiği
İSKELETOR: He-Man’in can düşmanı
İSTEMEDEN: “Gayriihtiyari” sözünün günümüz Türkçesindeki karşılıklarından biri
İSTİRİDYE: Aristokrat midye
İSTİRİDYE: Canlı mücevher kutusu
İŞBİRLİĞİ: Amaç ve çıkarları bir olanların oluşturdukları çalışma ortaklığı
İŞBİRLİĞİ: Eskilerin teşrik-i mesai dediği, bir gaye uğruna kurulan çalışma ortaklığı
İŞDÜNYASI: Üretim, ticaret ve ekonomi âlemi
İŞEGİRMEK: Ücret karşılığı çalışacağı bir göreve veya işletmeye alınmak
İŞİNSIRRI: Bir uğraşının bilgi, yetenek, deneyim ve sezgi ile kavranabilen en zor, en ince ve gizli kalmış yanı
İŞMERKEZİ: Plaza sözünün Türkçe karşılığı
İZLİMERMİ: Atışın gözlenmesi, hedef işareti bırakma, yangın çıkarma gibi amaçlarla kullanılan mühimmat türü
JAPONKALE: İkiden fazla takımla veya her oyuncunun tek başına mücadele ederek oynadığı sokak futbolu oyunu
JENERATÖR: Elektrik akımı üreteci
JİNEKOLOG: Kadın hastalıkları uzmanı
KABAKTADI: Vermek fiiliyle “aşırı tekrarlanması sebebiyle bıktırmak, istenmez duruma gelmek”
KABULGÜNÜ: Ev hanımı resepsiyonu
KABULGÜNÜ: Ev hanımları arasında yaygın olan, yeme içme ağırlıklı toplantı
KABULGÜNÜ: Ev hanımları için sosyal kariyer sınavı
KAÇKARLAR: Kelime anlamı sarp, kayalık yerler olan, Doğu Karadeniz sahili boyunca uzanan dağ silsilesinin adı
KADINBUDU: Müstehcen köfte
KAFADENGİ: Görüş ve anlayış yönünden birbirine uyan kişiler için kullanılan bir söz dizisi
KAFALAMAK: Argoda kandırmak veya ikna etmek anlamında kullanılan söz
KÂĞITGEMİ: Kare biçimindeki bir sayfayı kendi üzerine katlayarak 6 hamlede imal edilen bir oyuncak
KÂĞITPARA: Polimerden, saf pamuk gibi materyallerden yapılan bir tür ödeme aracı
KAHVEFALI: Mistik telve tefsiri
KAHVEFALI: Telveli kehanet
KAHVEHANE: Bay ocağı
KAHVEHANE: Otantik erkek sığınağı
KALDIRMAK: Alt anlamlarından biri de tören yaparak ölüyü gömmek olan söz
KALGELMEK: Sokak jargonunda “ne yapacağını bilmeden duraklamak, tepkisizleşmek”
KALKINMAK: Zenginleşmek, aşamalı biçimde gelişip ilerlemek, bayındır hâle gelmek
KANBAĞIŞI: Sıvı aktarımı yoluyla yapılan yaşamsal hibe
KANÇANAĞI: Yorgun ve kızarmış gözlere yakıştırılan tabir
KANÇIBANI: Kıl kökünden başlayarak deri altı dokusunu saran ve deride şişkinlikle beliren irinli kabartı
KANDAVASI: Namus ve töre kisvesine bürünmüş çift yönlü seri cinayetler
KANSIZLIK: Anemi hastalığının Türkçe kökenli adı
KAPIALMAK: Tavlada aynı haneye en az iki pul koymak
KAPORTACI: Çeşitli eklemelerle otomobilin aerodinamiğini değiştirebilen kişi
KARABASAN: Kâbus vurgunu
KARABORSA: Esnaf ahlakının bulunmadığı ticaret türü
KARABORSA: Yüksek talep, düşük arz dolayısıyla ortaya çıkan ahlaksız ticaret platformu
KARACAHİL: Hiç öğrenim görmemiş, okumamış, tamamen bilgisiz olan kişi
KARADELİK: Çok yüksek çekim kuvvetine sahip olan kozmik kapan
KARADELİK: Kozmik girdap
KARADELİK: Uzay-zamanın göz bebekleri
KARAKOVAN: Geleneksel arıcılıkta kullanılan bir tür arı barınağı
KARAKUCAK: Kökeni Orta Asya’ya uzanan, serbest stilde yağ sürülmeden yapılan en eski, geleneksel Türk güreşi
KARAKUCAK: Serbest biçimdeki geleneksel Türk güreşi
KARAKULAK: Kedigillerden, çakala benzer vahşi bir hayvan
KARAMİZAH: Buruk güldürü
KARAMİZAH: Ciddi konuları ele alan hicivle karışık güldürü
KARAMİZAH: Dramı komediye çeviren güldürü türü
KARARINCA: Gerektiği ölçüde, gerektiği gibi anlamlarında bir söz
KARASABAN: Pulluğun atası olan ilkel bir tarım aleti
KARASABAN: Toprağı sürerken fazla derine inmeyen ilkel tarım aracı
KARASEVDA: Umutsuzca beslenen aşırı sevgi ve bağlılık duygusu
KARAYAĞIZ: Esmer delikanlılar ve siyah donlu atlar için kullanılan gösterişli söz dizisi
KARAYEMİŞ: Özellikle Karadeniz Bölgesi’nde doğal olarak yetişen bir ağacın ve siyah renkteki meyvelerinin adı
KARİKATÜR: Genellikle hicivle süslenen mizahi resim sanatı
KARKÜRESİ: İçine kış manzarası hapsedilmiş, seyirlik hediyelik eşya
KARKÜRESİ: İçine minyatür kış manzarası hapsedilmiş cam fanus
KARMAOKUL: Kızlı erkekli eğitim öğretim tesisi
KARŞICİNS: Eşeysel özellikleri konu alarak erkek için kadını, kadın için erkeği tanımlayan tabir
KARŞIETKİ: “Reaksiyon” sözünün Türkçe kökenli karşılığı
KARTANESİ: Havada beyaz ve hafif billurlar biçiminde donarak yağan su buharının her bir parçacığı
KARTATİLİ: Kış aylarında doğa ananın öğrencilere bahşettiği dinlence ve eğlence dönemi
KASIMPATI: Krizantem bitkisinin Türkçe kökenli adı
KASTAMONU: “İnebolu” ilçesinin bağlı olduğu il
KASTIRMAK: Sokak jargonunda zorlamak, uğraşmak, efor sarf etmek anlamında kullanılan söz
KASTİFAUL: Spor karşılaşmalarında oyuncunun planlı olarak yaptığı kural ihlali
KATAMARAN: Birbirine bağlanmış iki tekneden oluşan ve gezi tekneciliğinde kullanılan deniz taşıtı
KATAMARAN: Çift tekneli deniz taşıtı
KAYIKYAKA: Boyun bölümü omuzları sergileyecek kadar geniş olan giysileri niteleyen bir söz dizisi
KAYITDIŞI: Ekonominin belgelenmemiş kısmı için kullanılan tabir
KAYKILMAK: Yaslanarak, yayılarak oturmak
KEFENBEZİ: Defin dokuması
KEREMGİBİ: Yakıştırma yollu olarak aşk ateşiyle yanan kişiler için kullanılan bir söz dizisi
KESELENME: Alaturka “peeling”
KESELİLER: Tazmanya canavarının da üyesi olduğu canlı sınıfının adı
KESSESİNİ: “Sus” anlamında kullanılan sert bir uyarı sözü
KESTİRMEK: Hem tahmin etmek hem anlamak, farkına varmak hem de uyuklamak anlamlarına gelen söz
KIÇIKIRIK: Sanki bir küfürmüş gibi algılanan, “önemsiz, değersiz, kıtipiyoz” anlamındaki söz dizisi
KILLANMAK: Argoda şüpheye düşmek
KIRÇİÇEĞİ: Dar gelirli âşıkların sevgililerine verebilecekleri ideal hediye
KIRDÜĞÜNÜ: Pastoral evlilik seremonisi
KISADEVRE: Elektrik akımındaki rota kayması
KIŞUYKUSU: Kimi canlılarda görülen iklimsel rehavet
KITKANAAT: Geçinmek fiiliyle “yoksulluk içinde, güçlükle geçinmek” anlamına gelen söz dizisi
KIZGINLIK: Hayvanlardaki çiftleşme isteğine, dönemine verilen ad
KİMİZAMAN: “Ara sıra, bazen” anlamında bir sözcük dizisi
KİNDUYMAK: Birine karşı öç alma isteği içinde olmak
KİRLİÇIKI: Kamufle zengin
KİRLİÇIKI: “Parayla imanın kimde olduğu belli olmaz.” atasözünü ekonomik yönden doğrulayan kişi
KİRLİÇIKI: Sinsi tabiatlı varyemezlere yönelik bir tabir
KLEOPATRA: Sedir Adası’ndaki ve Alanya’daki iki plaja birden adını veren tarihî şahsiyet
KOALİSYON: Ortak yönetim anlamındaki Fransızca kökenli söz
KOCAOĞLAN: Mazide kalmış dansçı ayılara verilen bir lakap
KOLALAMAK: Gömlek, örtü gibi şeyleri, sert ve parlak olması için özel nişastalı bir suya batırıp ütülemek
KOMANDOER: Üst nitelikli fiziki ve kuramsal eğitim almış rütbesiz asker
KOMPRESÖR: Bir akışkanı gereken basınca göre sıkıştırmaya yarayan alet
KONDİSYON: Bir sporcunun fiziksel ve ruhsal durumu
KONTENJAN: Bir kurum veya kuruluşun seçip alabileceği sayı miktarı
KONTEYNER: “İçermek, kapsamak” anlamındaki İngilizce sözden türetilen, deniz yolu taşımacılığının en yaygın standart kutusu
KONTEYNER: Uluslararası standartlardaki metal yük kasası
KONTRPİYE: Sporcunun yanılma hareketi
KONTRPLAK: En az üç kaplamanın üst üste tutkallanmasından oluşan, ince, esnek tahta
KONUKOMŞU: Birbirine yakın yerde oturan kimseler anlamında bir söz dizisi
KONUŞMACI: “Hatip” sözünün Türkçe kökenli karşılığı
KOORDİNAT: Apsis, kod ve ordinatın ortak adı
KOPYALAMA: Bir şeyin aynısını veya benzerini yapma ya da çoğaltma
KOREOGRAF: Dans kurgucusu
KORKAKLIK: Güç, tehlike ve zorbalığa karşı durabilecekken çekinme, sakınma ve ses çıkarmama hâli
KOYUNGİBİ: Bir hayvanı konu eden, “buyruklara koşulsuz uyan, ezik ve fazla uysal” anlamlarında kullanılan yakıştırma yollu bir tabir
KOYVERMEK: Oluruna bırakmak
KÖKSALMAK: Bitkiler için “toprağa bağlayıcı olan bölümleri gelişmek” anlamında kullanılan bir söz dizisi
KÖPEKGİBİ: Yakıştırma yollu olarak “çok yaltaklanan, aşırı sadık” anlamlarında kullanılan bir söz dizisi
KÖPEKLEME: Resmî yarışmalarda yer almayan bir yüzme stili
KÖPEKSOYU: Daha çok çizgi romanlar ve tarihî Türk filmlerinde karşımıza çıkan bir hakaret sözü
KÖPRÜALTI: Gariban barınağı olarak da kullanılan, iki yakayı birbirine bağlayan yapıların yere bakan kısmı
KÖRÜKGİBİ: Kuvvetli akciğerler için kullanılan yakıştırma yollu söz dizisi
KÖŞEBUCAK: “Her taraf” anlamında kullanılan bir söz dizisi
KÖTÜHUYLU: Öldürme tehlikesi olan, habis hastalıkları ve illetleri niteleyen bir söz dizisi
KREDİNOTU: Ekonomik itibar derecesi
KRONOLOJİ: Zaman bilimi
KULAKZARI: Ses dalgalarını titreşime çeviren organ parçası
KURBANLIK: Adak olarak ayrılmış hayvan
KURUKEMİK: Çok zayıf kimseler için kullanılan bir söz dizisi
KURUSOĞUK: Yağışsız havadaki ısıran ısı, ayaz
KURYAPMAK: Hoşlanılan kişinin duygularını okşayacak biçimde davranarak gönlünü kazanmaya çalışmak
KUŞBAKIŞI: Yüksek bir yerden aşağıya doğru, bütün genişliği içine alacak biçimde olan görünüş
KUZEYDOĞU: Poyraz rüzgârının estiği yön
KÜLLENMEK: Ruhsal acılar için mecazen “unutulur gibi olmak” anlamında kullanılan söz
KÜTÜPHANE: Sessizlik kuralıyla yararlanılan kamusal bilgi deposu
LAFDALAŞI: Sözlerle yapılan kavga
LEBİDERYA: Eski dilde deniz kenarı
LEVAZIMAT: “Gerekenler” anlamına gelen, askerî araç gereçlerin tümü için kullanılan bir söz
LİFLİGIDA: Birçok sebze ve meyve, kepek ekmeği gibi tam tahıl ürünleri ve baklagiller için kullanılan genel ad
LİMONKÜFÜ: Yeşile çalan mavi renk
LİNKHATTI: İki nokta arasında haberleşmeyi sağlayan bir sistem
LİTERATÜR: Edebiyat ya da kaynak anlamlarındaki yabancı kökenli söz
LİTERATÜR: Edebiyat, yazın veya herhangi bir bilim dalında yazılmış olan yazı veya eserlerin bütünü
LOHUSALIK: Yeni anne olmuş kişilerin geçirdiği “nifas” da denen dönem
LOKOMOTİF: Bir ulaştırma aracının mecazen bir alan ve sektördeki itici güç anlamında da kullanılan adı
LOKOMOTİF: Demir yolu römorkörü
MAHALLELİ: 5393 sayılı Belediye Kanunu’na göre ayrılmış idari birimde komşuluk ilişkisi içinde olanlar
MAHALLELİ: Komşuluk ilişkileri olan, aynı yerleşim yerini paylaşan topluluk
MAHMURLUK: Uykunun yükünü üzerinden atamama durumu
MANDALİNA: Nova, klementin, satsuma gibi türleri bulunan bir meyve
MASRAFSIZ: Bakımlı, tadilat gerektirmeyen, yeni sahibine maddi külfet çıkarmayacak satılık malları niteleyen bir söz
MATEMATİK: Eskiden riyaziye denen bilim
MATEMATİK: Sayı, ölçü temeline dayanarak nicelikleri inceleyen bilim dalı
MAVİEKRAN: Malum işletim sisteminin hata vermesi hâlinde ortaya çıkan, kullanıcıyı monitöre düşman eden durum
MAYMUNCUK: Adapte olan anahtar
MEDENİYET: İstiklal Marşımızın dördüncü kıtasına göre, eski zamanlardan beri var olan, can veren, can alan, insan aklının eseri olup insanı esir alan, hars ve bilim bileşkesi
MELANKOLİ: Asıl anlamı “kara sevda” olmasına rağmen daha çok “hüzün” anlamında kullanılan Fransızca kökenli söz
MELANKOLİ: Eskiden malihülya denen, türlü nedenlerle veya belirsizce dalınan çöküntü durumu, hüzün
MELANKOLİ: Şiirsel hüzün
MEMELİLER: Bilimsel sınıflandırma adını dişi üyelerinin bir niteliğinden alan canlı sınıfı
MERKEZKAÇ: “Santrifüj” olarak da bilinen fizik terimi
METAFİZİK: Duyularımızla algılayamadığımız varlıkların temellerini araştıran felsefe, doğaötesi
MIZMIZLIK: Her şeyde bir kusur bulma, hiçbir şeyden memnun olmama hâli
MİLÇEKMEK: Kızgın ince demirle gözleri dağlamak
MİLLÎMARŞ: Ulusal bağımsızlığı simgeleyen müzik parçası
MİNNETTAR: Yapılan iyiliğe karşı gönül borcu olan kişi
MİRASYEDİ: İştahlı vâris
MİRASYEDİ: Müsrif vâris
MİRASYEDİ: Kalıtımsal birikim düşmanı
MİRASYEDİ: Veraset yoluyla mal ve kazanç sağlamış kişilere yakıştırılan, çok da hoş karşılanmayan bir tabir
MODAİKONU: Giyim tarzı ve zevkiyle dikkat çeken, adından geniş çapta söz ettiren kişi
MODERATÖR: Forumlarda konu silme, düzenleme, kilitleme gibi yetkileri bulunan olay yöneticisi
MODERATÖR: Tartışma oturumları ve internet forumlarındaki olay yöneticileri için kullanılan bir söz
MONSENYÖR: Hristiyanlıkta yüksek aşamalı din adamlarına verilen unvan
MUHALEFET: “Karşı olma durumu, aykırılık” anlamına gelen, demokraside iktidarın dışında olan parti veya partiler
MUHALLEBİ: Bir sütlü tatlının, süt anlamına gelen Arapça kökenli “halab” sözünden türemiş olan adı
MUTAASSIP: Düşüncesi ve inanışı dışındaki fikirlere kapalı olan kişi
MÜNASEBET: İlişki anlamına gelen, sebep, gerekçe anlamında da kullanılan Arapça kökenli söz
MÜSTEHCEN: Edebe aykırı sayılacak ölçüde açık saçık
MÜTEAHHİT: Kelime anlamı “yüklenici, ne iş yapacağını taahhüt eden” olan bir mesleki unvan
NARÇİÇEĞİ: “Vermiyon” da denen kırmızının canlı bir tonu
NARENCİYE: Bol sitrik asit içeren bir meyve familyasının adı
NATÜRMORT: Türkçe karşılığı “ölüdoğa” olan resim tarzı
NAZLANMAK: Kolayca gönlü olmamak, ısrar beklemek
NİKÂHAKDİ: Dünyaevine giriş sözleşmesi
OLİMPİYAT: Tarihin en köklü spor organizasyonu
OMURGASIZ: Sölenterler, yumuşakçalar, eklem bacaklılar için kullanılan, mecazen bir tavrı, duruşu olmayan, kaypak anlamına gelen söz
OPERASYON: Güvenlik güçlerince suçluların yakalanması için düzenlenen dizi eylem
OPSİYONEL: “İsteğe bağlı” anlamında kullanılan Fransızca kökenli bir sözcük
ORANTISIZ: Sağduyusunu kaybetmiş “güç kullanımı”nı niteleyen söz
ORGANİZMA: Canlıyı oluşturan organlar bütünü
ORTAKÖZNE: Cümledeki bildirilen birden fazla işi yapan kişi ya da şey
OSMANLICA: “Eski Türkçe” de denen, Arapça ve Farsçanın etkisi altında kalmış Türk dili
OTOKRİTİK: Öz eleştiri sözünün yabancı kökenli karşılığı
OTOSANSÜR: Baskıdan bunalan medya çalışanının yoğurdu üfleyerek yeme çabası
OTOSANSÜR: Daha çok iletişim ve yayın sektöründe kurum ve kişilerin kendi kendilerine uyguladıkları kısıtlama
OYALANMAK: Vakit geçirme amacıyla bir şeylerle ilgilenmek
OYMAKBAŞI: İzcilikte küçük birlik lideri
OYSANDIĞI: Demokratik çözüm kutusu
OYSANDIĞI: Doğru seçenekleri sunması ümit edilen demokrasi kutusu
OZONOSFER: Dünya’yı çepeçevre saran morötesi ışın süzgeci
OZONOSFER: Gök kubbenin ultraviyole ışın filtresi
ÖDÜKOPMAK: Korkuyu safra kesesinde hissetmek
ÖDÜKOPMAK: Safra kesesine kadar irkilmek, çok korkmak
ÖĞÜTLEMEK: Birine bir şeyi yapmasını veya yapmamasını salık vermek, nasihat etmek
ÖLMEHAKKI: “Ötanazi”nin Türkçedeki karşılığı
ÖTEYANDAN: Diğer taraftan, başka bir yönden, karşılık olarak anlamlarındaki söz dizisi
ÖZELHAYAT: Şahsa özgü yaşam tarzı ve bu tarzın doğurduğu yaşantı
ÖZELKALEM: Bir üst düzey yöneticinin görüşmelerini düzenleyen, gizlilik derecesindeki yazışmalarını yapan kimse
ÖZELPLAKA: Taşıt sahibinin isteği doğrultusunda düzenlenen taşıt numarası levhası
ÖZELPLAKA: Üzerindeki harf ve rakamlar talep edenin isteği doğrultusunda belirlenen araç kimliği
PAÇALIDON: Dizlere kadar inen, bir tür alt beden çamaşırı
PARALAMAK: Üstünü başını yırtarak, hırpalayarak dövmek
PARAMEDİK: “Acil tıp teknikleri” anlamında kullanılan Batı kökenli bir terim
PARAŞÜTÇÜ: Hava indirme birliklerinde görevli komandoların bir diğer ön adı
PARKMETRE: Teknolojik değnekçi
PARMAKİZİ: Organik imza
PASGEÇMEK: Bazı iskambil oyunlarında o ele katılmamak
PASTÖRİZE: Isıtma ve şok soğutma yöntemi ile mikroorganizmalardan arındırılmış anlamındaki söz
PEMBEDİZİ: Aşk, nefret, entrika ve trajedi konularının işlendiği, uzun süreli televizyon serisi
PEMBEDİZİ: Bağımlılık yaratan drama türü
PENİSİLİN: İlk olarak küf mantarından elde edilmiş olan mikrop savaşçısı
PERAKENDE: Malların teker teker veya birkaç parça hâlinde satılmasına dayanan satış biçimi
PEYAKÇESİ: Kaporadan farklı olarak sözleşme fes edildiğinde geri alınabilen ön ödeme
PEYGAMBER: Aracı Allah’a emanet ilerleten bir vites konumunun halk ağzındaki ön adı
PIRTLAMAK: Bulunduğu yerden kayıp, fırlayıp dışarı çıkmak
PİSYEDİLİ: Eldeki kartları bitirmeye, rakibe ceza yedirmeye yönelik bir iskambil oyunu
PİŞTİOLMA: Argoda birbirinden habersiz olarak aynı kıyafeti giyme
POLİFONİK: Cep telefonu melodileriyle birlikte gündelik konuşmalara giren müzik terimi
PORTMANTO: Kapı önlerindeki dağınıklık toplayıcısı
PORTMANTO: Kış aylarında daha sık kullanılan bir tür işlevsel mobilya
POSCİHAZI: Meslek etiği gereği müşteriye görmezden gelerek takdim edilen aygıt
POSCİHAZI: Uzaklara bakarak müşteriye uzatılan elektronik alet
POSTAKODU: Dağıtım ve yazılı iletişimin düzenlenmesi için kentlerin bölgelerine göre verilen sayılar
POSTAPULU: Lisandan değil dilden faydalanılarak kullanılan bir iletişim materyali
POTKIRMAK: “Çam devirmek” tabiriyle eş ve yakın anlamlı bir başka tabir
PREFABRİK: Duvar, kapı, pencere ve diğer elemanları önceden hazırlanıp monte edilerek inşa edilen konut
PRESLEMEK: Aynı isimli baskı makinesi ile sıkıştırmak
PROJEKTÖR: Görüntü yansıtım aygıtı
PROMOSYON: “Özendirme” ürünü veya kampanyası
PROVİZYON: Bir çekin para olarak karşılığı veya ödeme yapılacak hesabın müsait olduğu yönünde alınan ön onay
RAHMETLİK: Merhamet ve bağışlanması için dua edilen merhum
RAPTETMEK: Bir şeyi bir yere iliştirmek, tutturmak
REAKSİYON: Karşı etki, tepki
RECMETMEK: “Taşa tutarak öldürmek” anlamındaki Arapça-Türkçe melezi bir söz
REFAKATÇİ: Doktor ve yatan hasta ilişkisine yancı olarak katılan kişi
REFAKATÇİ: Gönüllü hasta bakıcı
REFLEKTÖR: Türkçe karşılığı “yansıtıcı” olan gerecin yabancı kökenli adı
REZERVUAR: Tuvalet suyu deposu
ROLÇALMAK: Tiyatro veya sinemada diğer oyuncunun performansını haince perdeleyip seyircinin ilgisini kendi üzerine çekmek
ROMANTİZM: Duygusallığın konsantre hâli
ROMANTİZM: Duygusallık sanatı
ROMANTİZM: Yârla karışık yağmur
ROMATİZMA: Kaslarda ve özellikle eklemlerde kendini gösteren ağrılı hastalıkların genel adı
RÖNTGENCİ: Argoda göz banyosunu dikizciliğe çevirmiş olan kişi
RUSRULETİ: Deneyim sahibi olacak kadar oynanamayan bir kumar türü
RUSRULETİ: En riskli kumar türü
RUSRULETİ: Kumar hâline getirilmiş bir intihar yöntemi
RÜYAÂLEMİ: Uykuda görülen spiritüel evren
SABIRTAŞI: Olacağını veya geleceğini umduğu bir şeyi telaş göstermeden bekleyen, dayanç abidesi kişilere yönelik tabir
SAFTUTMAK: Hem bir sıraya girmek hem de bir gruba, tarafa katılmak anlamlarında kullanılan söz dizisi
SAHAAMİRİ: Beden Terbiyesi İl Müdürlüğü tarafından oyun alanlarını düzenlemek üzere görevlendirilen yetkili
SAHTERAKI: Metil alkolden yapılan aslansütü imitasyonu
SALYANGOZ: Çok soğuk havalarda donan, çok sıcak havalarda kuruyan, geçtiği yerde iz bırakan kabuklu hayvan
SALYANGOZ: Sarmal kabuklu yumuşakça
SAMANYOLU: Gök kubbenin bel kemiği
SAMANYOLU: Havanın açık, etrafın ışıksız olduğu gecelerde görülebilen gökyüzündeki ışık kuşağı
SAMANYOLU: Yunan mitolojisine göre Hera’nın göğsünden akan sütlerden oluşan galaksi
SANALÂLEM: Ana akım tarafından terk edilip sosyal medyaya mahkûm kalan vatandaşın tutunduğu dal
SANALKART: İnternet alışverişinin daha güvenle yapılmasını sağlayan ödeme aracı
SANTİGRAM: Bir kilonun yüz binde birine eşit olan ölçü birimi
SANTİGRAT: Suyun buza dönüşme eşiğini “0” olarak kabul eden ısı ölçeği
SARGIBEZİ: Medikal dokuma
SATIRBAŞI: Paragrafların ilk kelimesini kâğıda dökerken boş bırakılan yer
SAYESİNDE: Asıl anlamı “gölgesinde” olup, “aracılığıyla, yardımıyla, korumasında” anlamında kullanılan bir söz
SAYIFARKI: “Averaj” sözünün Türkçe karşılığı olan söz dizisi
SAZTAKIMI: Türk müziğinde ut, keman, kanun gibi aletleri çalanların oluşturduğu topluluk
SEBEBİYET: “Bir şeye, bir olaya yol açma, neden olma” anlamındaki eski bir söz
SEFERTASI: Sosyal hayat ve yemek alışkanlıklarındaki değişiklikle tarihe karışmaya yüz tutan pratik yemek kabı
SEMPOZYUM: Bilgi şöleni de denen bilimsel toplantı
SERPİLMEK: Gelişmek, büyümek, boy atmak anlamındaki söz
SERTÜNSÜZ: “Çift Haseki Paşa” formülünün sessiz harflerine verilen ad
SERTÜNSÜZ: “Çift Haseki Paşa” ve “Fıstıkçı Şahap” ile karakterize edilmiş, alfabemizin 8 karakterinin ortak adı
SESDUVARI: Saatte ortalama 1200 km’ye ulaşan bir hava taşıtının karşılaştığı basınç engeli
SEVGİSELİ: İlgi ve bağlılık duygusunun yoğun bir biçimde sergilenmesi
SEYRETMEK: Daha çok deniz taşıtlarına yönelik kullanılan, “ilerlemek, yol almak” anlamında bir söz
SICAKRENK: Kırmızı, turuncu ve sarıya verilen ortak ad
SIFIRHATA: İstatistiksel olarak hiçbir yanlış, kusur veya yanılgı bulunmayan durumları tanımlayan söz dizisi
SIHHİYECİ: Orduda basit sağlık işlerini görebilecek kadar bilgi ve deneyimi olan er veya erbaş
SIRROLMAK: Akılalmaz bir biçimde ortadan kaybolmak
SIZLANMAK: Yakınarak şikayet etmek
SİBERUZAY: “Sanal âlem” ile eş anlamlı fakat onun kadar yaygın kullanılmayan bir tabir
SİLBAŞTAN: Önceden yapılanlar göz önüne alınmadan, yeniden
SİLKİNMEK: Ani bir hareket yaparak vücudunu sarsmak
SİLKİNMEK: Diri duruma gelmek ya da üzerindeki bir şeyi düşürmek için ani bir hareketle vücudunu sarsmak
SİLKİNMEK: Mecazi anlamda bir şeyi üstünden atmak, ondan kurtulmak
SİNDİRMEK: Korkutarak susturmak
SİNDİRMEK: Korkutup yıldırarak tepki veremeyecek duruma getirmek
SİNİRKÜPÜ: Asabiyeti kişilik özelliği hâline getirmiş kişilere yönelik kullanılan bir tabir
SOBELEMEK: Bir çocuk oyunundan yola çıkarak mecazen “yakalamak” anlamında kullanılan söz
SOFRATUZU: Yemeklerde kullanılan iyot bakımından zengin, işlenmiş sodyum klorür
SOMURTMAK: Küskünlüğünü, sıkıntısını, keyifsizliğini yüzüne yansıtmak
SONDÖRDÜN: Ay yuvarlağının sol yarısını aydınlık gördüğümüz evre
SONSUZLUK: Sekiz rakamının yan yatmış haline benzeyen işaretin simgelediği olgu
SOYAÇEKİM: “Kalıtım” sözcüğünün eş anlamlısı olan bir söz dizisi
SÖZKESMEK: Evlilik için prensipte anlaşmak
SÖZKESMEK: Sevgililik müessesesine resmiyet kazandırmak
SÖZVERMEK: Bir işi yapacağını kesinlikle bildirmek
SPİNATMAK: Kendi ekseni etrafında dönmek anlamında melez bir tabir
STETOSKOP: Kalp ritmini dinlemek için kullanılan aygıt
SUBARDAĞI: Yemek tariflerinde kullanılan, beş adedi bir litreye karşılık gelen mutfak gereci
SUBASKINI: “Taşkın, seylap, feyezan” sözlerinin eş anlamlısı olan söz dizisi
SUÇORTAĞI: Cürüm yoldaşı
SUÇUNSURU: Yasalara aykırı davranış ögesi
SUİSTİMAL: Görevi, yetkiyi veya güveni kötüye kullanma
SULUGÖZLÜ: Olur olmaz şeylere hislenip ağlayan kişi
SULUYEMEK: Çoğunlukla tencerede pişirilen, ekmek banmaya uygun yiyeceklerin genel adı
SULUYEMEK: Genel olarak ekmek banmaya müsait yiyecekler için kullanılan bir tabir
SÜNDÜRMEK: Çekerek gerdirerek biçimini bozmak, deforme etmek
SÜNNETLİK: Erkekliğe ilk adım kostümü
SÜPERMİNİ: En kısa etek boyu
SÜREÖLÇER: “Kronometre”nin Türkçe kökenli karşılığı
SÜTÇOCUĞU: Pastörize delikanlı
SÜTDANASI: Yeni doğmuş veya yemle beslenecek kadar büyümemiş olan sığır yavrusu
SÜTKARDEŞ: Bebeklik dönemindeki en önemli kaynağı ortak kullanan kişilere verilen ad
SÜTŞEKERİ: Laktozun Türkçe karşılığı
ŞAHDAMARI: Kanı başa taşıyan “karotis arteri”nin diğer adı
ŞAKAYOLLU: Espri süsü verilmiş
ŞAMPİYONA: Turnuva veya lig usulü yapılan yarışma
ŞANSOYUNU: Ehlileştirilmiş kumar
ŞAPLATMAK: Yankılanımlı tokat atmak
ŞARKÜTERİ: İşlenmiş et ürünleriyle türlü mezeler ve kahvaltılıklar satan dükkân
ŞENŞAKRAK: Neşesini etrafa saçarak, hayat dolu anlamındaki söz dizisi
ŞEREFGOLÜ: Futbolda, maçı farklı skorla kaybeden takımın kaydettiği tek sayı, sportif züğürt tesellisi
ŞİFABULMA: İyileşme, onma anlamında bir söz dizisi
ŞİFAOLSUN: “Sağlık ve afiyet versin” anlamında bir iyi dilek sözü
ŞİKÂYETÇİ: Yakınan, mağduriyetinin telafi edilmesini talep eden, müşteki
ŞOMAĞIZLI: Gözleriyle değil sözleriyle nazar değdiren kişi
ŞOMAĞIZLI: Kem sözlü
ŞOVYAPMAK: Gösterişe kaçan hareketlerde bulunmak
ŞUBEAÇMAK: Bir kurum veya kuruluş için merkezin dışında alt mevkide bir iş yeri oluşturmak
TABAKHANE: Hayvan postlarının işlendiği yer, sepi yeri
TABİOLMAK: Birinin kontrolü altına girmek, bir şeye veya bir kimseye bağlanmak
TAKOMETRE: Motorlu araçlarda hız ölçüm aygıtı
TALİHKUŞU: İyilik ve şans dağıttığına inanılan hayali yaratık
TALİMHANE: Eğitim alanı anlamına gelen eski bir söz
TAMİRHANE: Onarım evi
TAMSIRASI: “En uygun zamanı” anlamında bir söz dizisi
TASKEBABI: Patates, soğan ve kuşbaşı etle hazırlanan bir tür yemek
TAŞKINLIK: Çevreyi rahatsız edecek ölçüdeki coşkulu ve düzeysiz hareketler
TAZEBİTTİ: Esnaf jargonunda “çabucak tükendi, beklemeden satıldı” anlamında kullanılan bir söz
TAZELEMEK: Yenisiyle değiştirmek
TEFERRUAT: Detay, ayrıntı anlamında Arapça kökenli bir söz
TEKERLEME: Diksiyon ve dil çalışmalarında da kullanılan birbiriyle uyumlu hazır söz kalıbı
TEKERLEME: Dil dolandıran söz kalıbı
TEKNETURU: Başladığı yerde biten, nispeten kısa mesafeli deniz seyahati
TEKNİSYEN: Teoriyi öğrenip, pratiği meslek edinen kimse
TEKNOLOJİ: Medeni esaret
TELEFERİK: Ulaşımı güç yükseklikler arasında kurulan bir düzenekle yol alan taşıt
TELESİYEJ: Oturaklı teleferik
TELETEKST: Doksanlı yıllarda tanıştığımız, televizyonlarda interaktif işlemler yapmaya olanak sağlayan teknoloji
TERELELLİ: Sokak jargonunda aklını oynatmış, gel git akıllı anlamlarında kullanılan söz
TERLETMEK: Mecazen zorlamak, yormak, sıkıntıya düşürmek anlamında kullanılan bir söz
TERSLEMEK: Gönül kırıcı sert söz söylemek, azarlayarak cevap vermek
TESTARACI: Otomobil bayilerinde müstakbel müşterilerin deneme sürüşü için kullandığı araba
TEZAHÜRAT: Destek veya beğeni gösterisi
TIKSIRMAK: Ağız kapalıyken soluğu kısa ve şiddetli şekilde boşaltmak
TOKALAŞMA: El sıkışma
TOKALAŞMA: Tanışmalar ve anlaşmalar sırasında yapılan bir ritüel
TOMBALACI: Ayaklı kumarhane
TOMBALACI: Nesli tükenmekte olan seyyar krupiyelere verilen ad
TOMBALACI: Nesli tükenmiş ayaklı kumarhane
TONBALIĞI: Bekar mutfaklarının en popüler deniz ürünü
TONBALIĞI: “Orkinos”un diğer adı
TOPAÇGİBİ: Genellikle şişman ve sağlıklı çocuklar için kullanılan yakıştırma yollu bir söz dizisi
TOPLANMAK: Bir yerden ayrılmadan önce beraberinde götüreceği eşyaları hazırlamak
TOPLATMAK: Piyasaya sürülmüş bir ürünü, herhangi bir nedenle satış noktalarından geri çekmek
TOPLUMSAL: İçtimai ve sosyal sözlerinin Türkçe kökenli karşılığı
TOPUATMAK: Argoda iflas etmek
TORNAVİDA: Vidanın ruh ikizi
TORNİSTAN: Argoda “geri adım atma, lafı çevirme” anlamlarında kullanılan gemicilik terimi
TOTALİTER: Erk tekelciliğine dayalı baskıcı devlet düzenini niteleyen Batı kökenli söz
TOTALİTER: Mussolini'nin “Devlet içindeki herkes, devlet dışındaki hiçbir kimse, devlete karşı olan hiçbir kimse.” sözüyle tanımladığı yönetim biçimi
TOZBULUTU: Rüzgârın havaya kaldırdığı yoğun toprak zerresi
TRAMBOLİN: Yaylı zıplatgaç
TRAVERTEN: “Pamuk taşı” da denen, kaynak sularının biriktirdiği tortu
TRAVERTEN: Pamukkale ile özdeşleşmiş olan kalkerli veya silisli tortu
TRİPORTÖR: Üçteker de denilen ulaşım ve yük taşıtı
TROLEYBÜS: 1984 yılına kadar ülkemizde de kullanılan elektrikli otobüs
TUŞTAKIMI: “Keypad” sözünün Türkçe karşılığı
TUTUCULUK: Toplumsal düzende eskiye bağlılık
TÜMEVARIM: Tekten bütüne, özelden genele ulaşma yöntemi, endüksiyon
TÜMLETMEK: Ufak birimlerdeki paraları, ederi ölçüsündeki banknotla değiştirmek
TÜTTÜRMEK: Sigara, nargile gibi bir tütün ürününü yakıp dumanını savurmak
TÜYDİKMEK: “Büsbütün kötü duruma sokmak” anlamındaki deyim
TÜYDİKMEK: Hâlihazırda kötü olan bir durumu beter hâle getirmek anlamında bir deyim
UÇAKSAVAR: Hava hedeflerine karşı kullanılan silahlara verilen genel ad
UÇANDAİRE: Evrenler arası hava aracı
UÇANDAİRE: Galaksiler arası mesafeleri katettiği varsayılan mistik hava aracı
UÇANDAİRE: Kozmik turist taşıtı
UÇANDAİRE: Tanımlanamayan kozmik seyahat taşıtı
UÇUKKAÇIK: Rastgele ve patavatsız bir biçimde hareket eden, deli dolu
ULAŞIMAĞI: Kara, hava ve demir yollarının oluşturduğu şebeke
UMUTIŞIĞI: İsteğin ve dileğin gerçekleşeceği yönünde kişiye güven veren belirti
USTAKALEM: Rüştünü ispatlamış yazarlar için kullanılan bir tabir
UYDURMACA: Düzmece, sahte, yalan yanlış bilgi ya da haber
UYGUNADIM: Grup hâlinde aynı ayak atışlarıyla yapılan yürüyüş
UYUZETMEK: Teklifsiz konuşmada, “sinirlendirmek”
UZATMALAR: 90 dakikanın ötesine taşınan futbol maçlarında, eklenen dakikalar ya da devreler için kullanılan söz
ÜÇBOYUTLU: Eni, boyu ve derinliği olan
ÜÇLÜKATIŞ: Basketboldaki uzun menzilli şut
ÜNSÜZHARF: Alfabemizin ses yolunda bir engele çarparak çıkan 21 ögesinin her biri için kullanılan tabir
ÜRETİMEVİ: Fabrika sözünün Türkçe kökenli karşılığı
ÜSTELEMEK: Bir düşünce veya isteğin üzerinde durmak, ısrar etmek
ÜSTÜNKÖRÜ: “İnceliklerine inmeden, özen göstermeden, gelişigüzel, baştan savma” anlamlarındaki birleşik kelime
ÜSTÜNZEKÂ: Deha potansiyeli taşıyan algı, yargı ve akıl yürütme yeteneği
ÜTÜMASASI: Giysilerin kırışıklarını giderme işleminde kullanılan katlanabilir platform
VAHŞİBATI: ABD’nin 19. yüzyılda Kızılderililerden satın aldığı veya ilhak ettiği toprağa verdiği ad
VANKEDİSİ: Heterokromik pisi pisi
VAYHÂLİNE: Sonuna eklendiği söze, “başına kötü şeyler gelir, acınacak duruma düşer” anlamı katan tabir
VETERİNER: “Besi ve/veya yük hayvanı” anlamındaki bir sözden türemiş olup bir hekimlik dalı için kullanılan söz
VİTESKOLU: Şanzıman manivelası
YABANGÜLÜ: Bir çiçek türünün hırçın ve alımlı kadınlara yönelik kullanılan adı
YAĞÇEKMEK: Birini hak etmediği ölçüde övmek
YAĞDIRMAK: Mecazi anlamda çok ve bol miktarda, aralıksız vermek, sağlamak
YAĞLIKAPI: Mecazi anlamda büyük fayda ve çıkar sağlanan yer
YAKAKARTI: Kıyafet üzerine iliştirilen kimlik belirteci
YAKIŞIKLI: Güzel ve gösterişli erkekler için kullanılan ama asıl anlamı “kadının yanına uygun düşen, iyi giden” olan söz
YAKIŞIKLI: “Uygun, mütenasip, yaraşan” anlamlarındaki, erkeklere yönelik bir iltifat sözü
YAKLAŞMAK: Aradaki uzaklığı azaltacak şekilde ilerlemek
YAMYAMLIK: Antropologların içe dönük ve dışa dönük olarak ikiye ayırdığı tür içi beslenme alışkanlığı
YAMYAMLIK: Kendi türünden canlıları yeme işi veya alışkanlığı
YANÇİZMEK: Teklifsiz konuşmada caymak, vazgeçmek, sözünden dönmek
YANSITMAK: Işık, ses veya görüntüyü geri göndermek
YARADILIŞ: Bir kimsede doğuştan bulunan vücut ve ruh özelliklerinin tümü
YARADILIŞ: “Hilkat garibesi” tabirindeki “hilkat” sözcüğünün günümüz Türkçesindeki karşılığı
YARDIRMAK: Argoda hızını, ivmesini arttırmak
YARDIRMAK: Argoda “hızlanmak, şiddeti artırmak, büyük efor sarf etmek” anlamlarında kullanılan bir söz
YARIFİNAL: Bir turnuvada son iki şampiyon adayını belirleyen karşılaşmalar
YAŞAMKOÇU: Kişilerin hayat niteliğini geliştirme amaçlı danışmanlık ve yönlendirme hizmeti veren kimse
YAŞAMKOÇU: Profesyonel akıl hocası
YAŞDÖNÜMÜ: “Menopoz” ve “andropoz” için kullanılan ortak tabir
YATAKHANE: Kalabalıkla birlikte uyunulan yer
YATKULÜBÜ: Özel gezi veya spor teknesi sahiplerinin üye olarak toplandıkları yer
YAVRUKURT: Standardizasyon ve disiplin odaklı genç kampçı
YAYILMACI: Emperyalist sözünün Türkçe karşılığı
YAZARKASA: Resmi adı “ödeme kaydedici cihaz” olan aygıt
YEDİAYLIK: Sabırsız ve aceleci insanlar için mecazi olarak kullanılan bir tabir
YEDİVEREN: Yılda birkaç kez çiçek açan güller için kullanılan bir birleşik kelime
YEĞTUTMAK: Bir şeyi öbürüne göre daha iyi, üstün veya önemli saymak, tercih etmek
YENİDÜNYA: Amerika kıtası ve Malta eriği için ortak kullanılan bir tabir
YENİMEZUN: Taze diploma sahibi
YENİYETME: Beden gelişimini yakın zamanda tamamlamış ya da tamamlamakta olan genç, ergen
YERÇEKİMİ: Dünya’yla olan en temel bağımız
YERKABUĞU: Dünya’nın dışını kaplayan, üzerinde karalar ve denizlerin bulunduğu bölüm
YERLİMALI: 1946’dan beri aralık aylarında kutlanılan hafta
YERYATAĞI: Altında herhangi bir platform konulmadan serilen şilte veya döşek
YEŞİLSAHA: Özellikle futbol karşılaşmaları için kullanılan, yüzeyi çimle kaplı alanlara yönelik bir tabir
YETİMHANE: Ebeveynlerini kaybetmiş, vasisi olmayan çocukların barındırıldığı, bakıldığı yer
YIRTINMAK: Parçalanırcasına bağırmak
YOĞUNDİSK: Çapı büyük, eni ince, teker biçimindeki sayısal optik veri saklama ortamı
YOKLUKEKİ: Bir kelimenin sonuna gelerek, o nesne veya özelliğe sahip olmama anlamı katan söz parçası, “-sız, -siz”
YOKPAHASI: Ederinden çok aşağıda olan fiyat, bedava denecek kadar düşük bedel
YOLAYRIMI: Bir ulaşım platformunun iki veya daha fazlaya bölündüğü nokta
YOLSUZLUK: Çıkar amacıyla bir görevi, bir yetkiyi kötüye kullanma durumu
YOLVERMEK: İşten çıkarmak, kovmak anlamında bir deyim
YOLYORDAM: “Adap erkân” tabirinin Türkçe kökenli karşılığı
YUHALAMAK: Beğenilmeyen, istenmeyen birini veya bir durumu haykırışa dönüşmüş bir nida ile protesto etmek
YUMUŞAKÇA: Bedeni katı olmayan, omurgasız hayvan
YUTKUNMAK: Asıl amacının yanı sıra, isteyip, imrenip edilemeyenler karşısında yapılan bir gırtlak hareketi
YÜZNUMARA: Konaklama tesislerinde “00” simgesiyle işaretlenen odaları belirtmek için kullanılıp zamanla anlamı genelleşen söz
YÜZNUMARA: Rahatlama odası
YÜZNUMARA: “00” simgesi nedeniyle tuvaletler için kullanılan kalıplaşmış bir tabir
YÜZÖLÇÜMÜ: Bir satıhın kapladığı yer miktarı, alan
YÜZTUTMAK: Olmak üzere bulunmak
ZAMANLAMA: Bir konuda en iyi sonucu almak için en iyi, en uygun süreyi belirleme işi
ZAMAZİNGO: Adı hatırlanmayan şeyler için kullanılan joker sözcük
ZARTUTMAK: Tavla, barbut gibi oyunlarda, rakibi el becerisiyle yenmeye çalışmak
ZEDELEMEK: Zarar vermek, hafifçe yaralamak
ZEHRETMEK: Keyif alınacak bir şeyi olumsuzluk çıkararak tatsız hâle getirmek
ZEKÂTESTİ: İdrak yolları imtihanı
ZEKÂTESTİ: Kişinin akıl cevherini ölçen sınama türü
ZENGİNKIZ: Ancak sevdiği ile evlendiğinde iyileşebileceği garip hastalıklara tutulan film karakteri
ZIMBAGİBİ: Yakıştırma yollu olarak “tam formunda” anlamında kullanılan bir söz dizisi
ZÜCCACİYE: Cam, porselen gibi maddelerden yapılmış eşya